2000 Sonrası Türk Sineması




Türk sinema sektörü 90’lı yılları kriz içinde karşılamıştır. Bu süreçte neredeyse yılda on filmden az yapımın üretilmiştir. Sinemaların birer birer kapanmış, özel televizyonların peşi sıra açılmıştır. 1995’ten sonra sırasıyla Video – VCD – DVD formatlarının yaygınlaşarak alternatif izleme alanlarının ortaya çıkmıştır. 1990’lı yıllarda genç bir yönetmen kuşağı belirmiş, önceleri kısa filmlerle ve senaryolarla hayatını geçindiren bu kuşak Türk Sineması’na yeni bir soluk getirmiştir. İzleyici profili değişmiş, sinemacıların anlatımlarında belirgin değişiklikler gözlemlenmeye başlamıştır.
İzleyici profili değişmiş, sinemacıların anlatımlarında belirgin değişiklikler gözlemlenmeye başlamıştır. Türk filmlerinin teknik düzeyi dünya standartlarını yakalamış, sinemaya sinema okullarından yetişmiş eğitimli gençler hakim olmaya başlamıştır. Türk filmlerinin bütçeleri milyon dolarlık, seyirci sayıları da milyon kişilik rakamlara ulaşmaya başlamıştır.  2008 yılından itibaren Türkiye genelinde yıllık bilet satış 40 milyon sınırını aşmıştır.
2004 yılında, 5224 sayılı “Sinema Filmlerinin Değerlendirilmesi Ve Sınıflandırılması İle Desteklenmesi Hakkında Kanun” çıkarılmış, bu yasa Türk Sineması için bir dönüm noktası olmuştur. Bu yasa ile uluslararası değerlendirme ve sınıflandırma sistemine geçilmiştir. Film üretiminde ve yerli film seyirci sayılarında artış yaşanmış, bu artış tüm yapımcıların ilgisini çekerek bir ivme yakalanmıştır. 2012 yılında sadece vizyon gelirleri 421.883.398 TL’lik büyüklüğe ulaşmış, sektörün toplam büyüklüğü 2 milyar doları aşmıştır.
Türkiye´de 2012 yılı itibariyle 567 sinema binası, 2.093 sinema perdesi ve 268.072 sinema koltuğu bulunmaktadır.
Son yıllarda artan seyirci ve film sayısı, üretimdeki çeşitlilik, birbirine eklemlenen farklı üretim tarzlarının varlığı, sinema için umut verici bir tablo oluşturmaktadır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yılmaz Güney filmografisi

Sinemacı olmak ya da kısa film çekmek istiyorum

Eski İstanbul Sinemaları